Ziraat Fakültesi Dekan V. Prof Dr. İbrahim Gençsoylu, “Gerek ülkemizde gerekse de Dünya’da son yıllarda iklimde meydan gelen değişiklikler nedeni ile aşırı yağışların yanında yüksek sıcaklıklarda kendini göstermeye başlamıştır. Yüksek sıcaklıklar, günlük hayatımızı etkilediği gibi tarımsal üretimi de etkileyebilecek düzeye ulaşmıştır.” dedi.

Ziraat Fakültesi Dekan V. Prof Dr. İbrahim Gençsoylu açıklamasına şu şekilde devam etti:

Aydın’da tarımsal üretimde yeni dönem Aydın’da tarımsal üretimde yeni dönem

Pamuk bitkisi, sıcaklığa karşı oldukça hassas bir bitki türü olup yüksek sıcaklıklar karşısında büyümesini ve verimini olumsuz yönde etkiliyor

“Yüksek sıcaklıklar, tarımın sürdürülebilirliği ve verimliliği üzerinde ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bölgemizde yetiştirilen pamuk, mısır ve buğday gibi bitkiler; Ege Bölgesi'ndeki yüksek sıcaklık stresinden farklı şekillerde etkileniyor. Pamuk bitkisi, sıcaklığa karşı oldukça hassas bir bitki türü olup yüksek sıcaklıklar karşısında büyümesini ve verimini olumsuz yönde etkiliyor. Sıcaklık artışı, bitkinin fotosentez yapma kabiliyetini azaltır ve büyüme sürecini yavaşlatıyor. Ayrıca, çiçeklenme ve meyve oluşumu aşamalarında sıcaklık stresi, meyve tutumunu azaltarak verim kaybına yol açıyor. Özellikle pamukların döllenme döneminin olduğu bu dönemlerde, bitkiyi su stresine sokmadan zamanında dengeli bir şekilde verilmesi ve özellikle de üreticilerimizin gece sulama yapmaları önerilir.”

Mısır bitkisi çok su isteyen bir bitki olması nedeniyle, yüksek sıcaklık su kaybını artırarak kuraklık stresini tetikleyebilir

“Yüksek sıcaklıklar, mısır bitkisi üzerinde de etkili olabiliyor. Mısır bitkisi çok su isteyen bir bitki olması nedeniyle, yüksek sıcaklık su kaybını artırarak kuraklık stresini tetikleyebilir. Ayrıca, sıcaklık stresi, bitkinin polen oluşum sürecini etkileyerek düşük verime ve düşük kaliteye yol açabiliyor. I. ürün olarak ekilen dane mısırların döllenme dönemlerinde oldukları için mutlaka su stresine sokmadan su ihtiyacını karşılamalı ve bunun da pamuk bitkisinde olduğu gibi gece saatlerinde yapılması gerekiyor. Aksi takdirde verim kayıplarına neden olabiliyor. Bir diğer durum ise II. ürün olarak ekilen slajlık mısırların fenolojik olarak daha küçük boylarda olmalarından dolayı yüksek sıcaklıklardan daha fazla etkilenmesi söz konusu oluyor. Bu nedenle su ihtiyaç durumuna bakılarak daha erken sulama söz konusu oluyor. Aksi takdirde verim kayıpları kaçınılmaz olabilir.”

Yüksek sıcaklıkların hüküm sürmesi ile birlikte, meyve türlerinde meyve verim ve kalitesinde düşmeler yaşanması en temel sorunlardandır

“Yüksek sıcaklığın meyve bahçelerinde de bir takım olumsuzluklara neden olabiliyor. Yüksek sıcaklıkların hüküm sürmesi ile birlikte, meyve türlerinde meyve verim ve kalitesinde düşmeler yaşanması en temel sorunlardandır. Örneğin, bölgemizin de önemli ürünleri olması itibariyle, incirlerde güneş yanıklıkları sonucu meyvelerin hurda incir sınıfına girmesi, zeytin ağaçlarında özellikle çiçeklenme dönemindeki aşırı sıcaklıkların çiçeklerde yanma ve kavrulmaya neden

olarak verimsizlik yaşanması bu sorunlar arasında yer alıyor. Zeytinlerin bu dönemde meyve turumu gerçekleştiği için, sulama imkanı olan üreticilerin mümkün olduğunca zeytinlerini sulamaları öneriliyor. Sonbahar da yağışların yetersiz kalmaları durumunda zeytin veriminin de etkilenebileceği düşünülüyor. Sözü edilen tüm olumsuzluklara karşı, meyve ağaçlarında gerektiğinde sulamaların yapılması, stres toleransını arttırmaya yönelik bir takım uygulamaların yapılması (kaolin kili, glisin betain vb) fayda sağlayıcı olarak günümüzde bilimsel çalışmalara konu oluyor.”

Sebzelerin yapraklarının hızlı bir şekilde yanması sonucunda bitkinin yaşama ömrü kısalacağı için daha az verim söz konusu oluyor

“Bir diğer ürün grubu olan sebzeler de yüksek sıcaklıktan en fazla etkilenebilecek grubu oluşturuyor. Özellikle sebzelerin yapraklarının hızlı bir şekilde yanması sonucunda bitkinin yaşama ömrü kısalacağı için daha az verim söz konusu oluyor. Bu nedenle öncelikli olarak sulamanın zamanında, damla sulama şeklinde ve gece yapılması büyük önem taşıyor. Üreticilerin mümkünse sebze üretim alanlarında gölgelendirme yapması, yüksek sıcaklığın etkilerinden koruyacaktır. Aksi takdirde verimin ve vejetasyon sürenin kısalmasıyla fiyatlar üzerinde etkisinin olması da olasılık dahilinde yer almaktadır.”

Asmalarda yüksek sıcaklıklar salkım etrafından fazla yaprak alınan salkımlarda güneş yanıklığına yol açabiliyor

“Yüksek sıcaklığın bağcılık üzerindeki etkisi ise; tüm bitkilerde olduğu asmalarda da yaz aylarında meydana gelen yüksek sıcaklıklar su ihtiyacını artırıyor. Özellikle, Temmuz ayında tane tutumu ve ben düşme arasında yaşanan su sıkıntısının sulama ile giderilmesi gerekiyor. Sulama yapılmadığı durumda tane iriliği azalacak, olgunlaşma gecikecek ve güneş yanmalarına hassasiyet artırıyor. Diğer bir dikkat edilmesi gereken konuda asmalarda yaprak alınmasıdır. Asmalarda yüksek sıcaklıklar salkım etrafından fazla yaprak alınan salkımlarda güneş yanıklığına yol açabiliyor. Bu nedenle güneş yanıklığına hassas salkım etrafında yapılan yaprak alma uygulamalarında, salkımlar doğrudan güneş ışığına çıkarılmamalı ve en az bir yaprak salkımı güneşten koruyacak şekilde bırakılmalıdır. Yaprak alımlarının güneş yanıklığına dayanıklı çeşitlerde ise salkımların doğu ve kuzey kısımlarından yapraklar alınmalıdır. Daha sıcak olan güney ve batı kısımlarından ise yaprak alınmamalıdır.”

İç ve dış mekan süs bitkileri ile kesme çiçek sektöründe bitkilerin kalitelerini koruyabilmeleri açısından bitkileri strese sokmadan yetiştirmek önem taşıyor

“Yüksek sıcaklık, gerek örtüaltı yetiştiriciliğini gerekse de süs bitkileri sektörünü olumsuz etkiliyor. Özellikle iç ve dış mekan süs bitkileri ile kesme çiçek sektöründe bitkilerin kalitelerini koruyabilmeleri açısından bitkileri strese sokmadan yetiştirmek önem taşıyor. Bu nedenle düzenli sulama ve besleme gibi bakım işlemleri yapılmak zorunluluğu ortaya çıkıyor. Elbette yüksek sıcaklık koşulları altında bitkilerin su tüketimleri artacağı, dış mekan süs bitkilerinde büyüme ve gelişme süreçlerini uzayacağı ve kesme çiçeklerde verim, kalite kayıpları yaşanacağı için maliyetler artış gösteriyor. Yüksek sıcaklık ve kuraklık koşullarının gerek örtü altı yetiştiriciliğindeki gerekse süs bitkileri sektöründe etkisini hafifletmek amacı ile glisin betain, kaolin, prolin, salisilik asit, nano bileşikler gibi bazı koruyucu kimyasallardan, ortamlarda suyu tutan bir takım jellerden yararlanılıyor. Ancak kullanılan bu koruyucuların maliyetlerinin yüksek olması ve üreticilerin yeterli bilgiye sahip olmaması kullanımlarını sınırlandırıyor. Bunun yerine gölgelendirme bezlerinin kullanılması yerinde olacaktır.”

“Bölgemiz için üretim olarak önemli bir yere sahip olan çilek üretimi ise dönemin sona ermesinden dolayı etkilenmesi söz konusu olmayacaktır.”

Yüksek sıcaklıkların tarım alanlarında zararlılara, hastalıklara ve yabancı otlara ve bunlara karşı kullanılan pestisitler üzerindeki etkisine de değinen Fakülte Dekan V. Prof. Dr. Gençsoylu, “Yüksek sıcaklıklar, tarım alanlarındaki zararlı böceklerin üreme hızını artırarak yıl içerisinde daha fazla döl vermesine ve popülasyonlarının hızla çoğalmasına neden olabiliyor. Sıcaklığın yükselmesi, zararlı böceklerin yayılma hızını arttırarak daha geniş alanlara yayılmasını neden oluyor. Bu durumda, üreticilerin zararlıları ekonomik zarar eşiğinin altında tutmak (artan popülasyonunu kontrol altında tutabilmek ve tarımsal kayıpları minimize etmek) için daha fazla insektisit kullanmaları gerekebiliyor. Yüksek sıcaklıkların bir diğer etkisi ise zararlı böceklerin doğal düşmanları (yararlı böcekler) olan predatör ve parazitoitler üzerinde olumsuz etki yapabilmesidir. Bu koşullarda, doğal düşmanların popülasyonu ve etkinlikleri azalabilir, bu da zararlı böceklerin kontrolünde azalmaya ve tarım alanlarında zararlıların artmasına yol açabiliyor.” dedi.

Sıcaklık, patojenlerin üremesinde, enfeksiyon şiddetinde ve topraktaki canlılığını sürdürme de önemli rol oynuyor

“Yüksek sıcaklıklar bitki hastalıklarının farklı lokasyonlara yayılmasına, epidemiyolojinin değişimine ve özellikle yeni patojenlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Sıcaklık, patojenlerin üremesinde, enfeksiyon şiddetinde ve topraktaki canlılığını sürdürme de önemli rol oynuyor. Kültür bitkilerinde görülen külleme, yaprak lekesi, pas, yaprak yanıklığı hastalıklarının tahribatı sıcaklığa ve karbondioksit miktarına göre değişkenlik gösteriyor. Yüksek sıcaklıkların ayrıca virüs, fitoplazma hastalık etmenlerinin taşınmasında rol oynayan vektör böceklerin döl sayısının ve popülasyonunun artmasına neden oluyor. Sonuç olarak, yüksek sıcaklığın bitkilerde neden olduğu artan hastalık şiddetine karşı mücadelede fungisitlerin kullanım oranı artıyor. Bu durum, patojenlerin etkili maddelere karşı dayanıklılık kazanmasına neden olmakla birlikte ürünlerde kalıntı problemine ve daha fazla pestisit kullanımına bağlı olarak çevreye (toprak, su vb.) olumsuz etkilere neden oluyor.”

Yabancı ot türleri, sıcaklık artışından kaynaklanan kuraklığa daha dayanıklı olur

“Yabancı otların sıcaklık artışı gibi çevre koşullarının değişimine daha toleranslı oldukları bilinmektedir. Bazı yabancı ot türleri sıcaklık artışından kaynaklanan kuraklığa daha dayanıklı olup, bu özellikleri sayesinde sıcaklık artışı ile beraber kültür bitkileri ile rekabette daha avantajlı duruma geçmekte ve verim düşüklüğüne neden olabilmektedir. Sonuçta zararlılara, hastalıklara ve yabancı otlara karşı yapılacak olan ilaçlamaların buharlaşmanın yüksek olduğu zamanlarda değil de gece saatlerinde yapılmasının daha uygun oluyor. Böylelikle ilaçlamanın etkisi daha da artıyor.”
Dekan V. Prof. Dr. İbrahim Gençsoylu, “Sonuç olarak, yüksek sıcaklıkların tarımsal üretimi doğrudan ve dolaylı olarak etkileyeceği görülüyor. Gerek tarla bitkilerinde, sebze alanlarında, bağlarda, süs bitkilerinde, meyve bahçelerinde verimi etkileyebileceği gibi bu üretim alanlarında zarara yola açan zararlılar, hastalıklar, yabancı otlar ve kullanılan pesitisitler üzerinde de etkili olacağı düşünülüyor. Bu nedenle sulamaların mümkün olduğu kadar gece saatlerin, bitkiyi su stresine sokmadan ihtiyacı olduğunda mümkünse damla sulama ile sulamanın yapılması, ilaçlamaların gece ya da sabahın erken saatlerinde yapılması ve güneşten koruyacak önlemler alınarak kavurucu sıcakların etkisi
azaltılarak verim kayıpları önleniyor. Bu da üreticiye, tüketiciye ve ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor.” dedi. HABER MERKEZİ

Editör: SERDAR ŞENOL